Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli
Belini sarmayalı
Gözünün içinde durmayalı
Aklının aydınlığına sorular sormayalı
Dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekler beni
Bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık aynı daldaydık
Aynı daldan düşüp ayrıldık
Aramızda yüz yıllık zaman
Yol yüz yıllık.
Yüz yıldır alaca karanlıkta
Koşuyorum ardından.
Nazım Hikmet Ran
Hic ayrilamam derken...

Hep gulen guzel babam
Babam dostum sirdasim her zaman yanimdasin
...Ölmedim hâlâ.. yasamaktayim.
Dinle bak: vurmada nabzi ruhun!
Ah aydinliklardan uzaktayim
Kafamda o dagilmayan sükûn.
Ruhum ölüm rüzgarlarina es,
Isik yok gecemde, gündüzümde.
Gözlerim görmüyor... lâkin günes
O her zaman, her zaman yüzümde.
Orhan Veli
Dinle bak: vurmada nabzi ruhun!
Ah aydinliklardan uzaktayim
Kafamda o dagilmayan sükûn.
Ruhum ölüm rüzgarlarina es,
Isik yok gecemde, gündüzümde.
Gözlerim görmüyor... lâkin günes
O her zaman, her zaman yüzümde.
Orhan Veli
Fehmi Asma ya dair...
Efendiligi ve comertligi
Buyuk aski Senay' i
Trabzonsporu
At Yarislari
Yillarin eskitemedigi yakisikliligi
Milli Piyango biletleri
El Radyosu
Spor Toto kuponlari
Bodrum' a olan sevgisi
Buyuk aski Senay' i
Trabzonsporu
At Yarislari
Yillarin eskitemedigi yakisikliligi
Milli Piyango biletleri
El Radyosu
Spor Toto kuponlari
Bodrum' a olan sevgisi
Monday, August 29, 2011
Hasret
Tuesday, May 10, 2011
Sana guzel bir haberim var baba cigim...
Sevgili babam,
10 Mayis 2011 gunu 3 tane torunun oldu ve isimlerini Naz, Fehmi ve Deniz koydum. Sana soz veriyorum onlari dedelerine layik birer insan evladi olarak yetistirmek icin elimden geleni ardima koymayacagim.
Seni cok ozluyoruz...
Erdem
Saturday, January 15, 2011
Hep kalbimizdesin
Hayata ve bizlere veda edisinin 2. yildonumunde seni hasret ve saygiyla aniyorum baba cigim.
Seni her zaman kalbinde yasatacak olan oglun Erdem
Seni her zaman kalbinde yasatacak olan oglun Erdem
Saturday, January 16, 2010
Hayata veda edisinin birinci yildonumunde seni hasretle aniyorum baba cigim.
IN LOVING MEMORY OF MY FATHER -- Babam Fehmi Asma Anisina...
Tuesday, November 10, 2009
Bugun senin dogumgunun baba

Yasasaydin bugun 71 yasina girecektin babacigim. Sen bizim hep kalbimizde var olacaksin, seni cok seviyorum.
10 Kasim 1938
10 Kasim 1938
Thursday, August 20, 2009
Yalnızlığa alışmalı...
Bavulları hep toplu durmalı insanın...
Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı...
Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli...
İhanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı...
Yalnızlığa alışmalı...
* * *
Çünkü "omuz omuza" günlerin vakti geçti. Dayanışma... günümüz borsasının değer kaybeden hisse senetlerinden biri artık...
Bireyin keşif çağı, geride kırık dökük yalnızlıklar bıraktı.
Terörün bile bireyselleştiği çağdayız. Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil; zaman, tek başına dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanıdır.
* * *
İşte o yüzden alışmalı yalnızlığa...
Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan... Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı... Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başım dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli... Sofrada tek tabağa, tabakta az yemeğe alışmalı...
Romanlardan yalnızlığı yücelten paragraflar asmalı evin en görünür duvarlarına...
"Yalnızlık paylaşılmaz/ Paylaşmılsa yalnızlık olmaz" dizeleriyle başlamalı güne...
Telesekretere "şu anda size cevap verebilecek kimse yok" denmeli, "... belki de hiçbir zaman olmayacak..."
Cevapsızlığa, sessizliğe ısınmalı...
* * *
Oysa sessizlik haksızlığa alkıştır.
Haklılığın onuru yaşatır insanı... Susmanın utancı öldürür.
O yüzden en sessiz gecelerde ''doğruydu, yaptım"la teselli bulmalı insan...
Feryada komşuların yetişmemesine, soğuk duvar diplerinde sessizce ağlaşmaya alışmalı... Kendiyle hesaplaşmaya çalışmalı...
Gece yastıkla ağlaşmaya, sabah aynayla gülüşmeye, kendiyle hüzünlenip, kendiyle keyiflenmeye hazır olmalı...
Hep başını alıp gidebilecek kadar cesur, ama hep kalıp savaşacakmış kadar gözüpek olabilmeli...
Sessizliği, sese dönüştürebilmeli...
* * *
Ve sırt çantasını her daim hazır tutmalı insan...
Yollarla barışmalı...
Yalnızlığa alışmalı...
Can Dundar
Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı...
Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli...
İhanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı...
Yalnızlığa alışmalı...
* * *
Çünkü "omuz omuza" günlerin vakti geçti. Dayanışma... günümüz borsasının değer kaybeden hisse senetlerinden biri artık...
Bireyin keşif çağı, geride kırık dökük yalnızlıklar bıraktı.
Terörün bile bireyselleştiği çağdayız. Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil; zaman, tek başına dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanıdır.
* * *
İşte o yüzden alışmalı yalnızlığa...
Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan... Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı... Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başım dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli... Sofrada tek tabağa, tabakta az yemeğe alışmalı...
Romanlardan yalnızlığı yücelten paragraflar asmalı evin en görünür duvarlarına...
"Yalnızlık paylaşılmaz/ Paylaşmılsa yalnızlık olmaz" dizeleriyle başlamalı güne...
Telesekretere "şu anda size cevap verebilecek kimse yok" denmeli, "... belki de hiçbir zaman olmayacak..."
Cevapsızlığa, sessizliğe ısınmalı...
* * *
Oysa sessizlik haksızlığa alkıştır.
Haklılığın onuru yaşatır insanı... Susmanın utancı öldürür.
O yüzden en sessiz gecelerde ''doğruydu, yaptım"la teselli bulmalı insan...
Feryada komşuların yetişmemesine, soğuk duvar diplerinde sessizce ağlaşmaya alışmalı... Kendiyle hesaplaşmaya çalışmalı...
Gece yastıkla ağlaşmaya, sabah aynayla gülüşmeye, kendiyle hüzünlenip, kendiyle keyiflenmeye hazır olmalı...
Hep başını alıp gidebilecek kadar cesur, ama hep kalıp savaşacakmış kadar gözüpek olabilmeli...
Sessizliği, sese dönüştürebilmeli...
* * *
Ve sırt çantasını her daim hazır tutmalı insan...
Yollarla barışmalı...
Yalnızlığa alışmalı...
Can Dundar
Monday, August 3, 2009
Babama mektup
Her gece kapatinca gozlerimi, seni gorebilmek icin bir hevesle daliyorum. Icimden tamam diyorum seni cok seviyorum ama ben seninle beraber olmaya doyamadim ki henuz, nerelerdesin? Sonra yeniden sabah oluyor, bir ceza gercekleri hatirlattigi sekli ile gun yuzu, cigiriyor sanki , artik yoksun... Sonra zamanin degerini nasil oldu da bilemedigim gercegi ve o sonsuz pismanlik. Tipki her tuttugunda ellerimi, yeterince bakamadim gozlerinin icine, yada teneffus edemedim tenini, ayni guzel saclarini ellemeye kiyamadigim gibi. Ben buyudukce seni daha fazla sevebilmeyi ogrenirken sen yorulup gitmeyi yegledin. Ne pahasina olursa olsun ben sansli bir erkegim, cunku sen cok cok iyi bir babasin. Simdi cok derinden kirik kalbim ve onumde ki hayat yolculugunun tum duraklarini es gecmek, seni bir an once tekrar gorebilmek butun istedigim. Benim sana daha cok uzun zaman ihtiyacim vardi be baba, ben boylesine uzaklarda neyleyim?
Seni kalbine gomen oglun Erdem
Seni kalbine gomen oglun Erdem
Subscribe to:
Posts (Atom)
2005

Gercek dostum ve ben
2007
Fenerbahce de evinde